Estetik dünyasında her geçen gün daha fazla kişi, cerrahi müdahale olmadan genç ve dinamik bir görünüm elde etmenin yollarını arıyor. Bu arayışın en popüler çözümlerinden biri olan yüz dolgusu, yaşlanmanın etkilerini hafifletmek ve yüz hatlarını belirginleştirmek amacıyla sıkça tercih ediliyor. Ancak her bölge için aynı dolgu malzemesi kullanılmaz. Uygulama alanına göre dolgu seçimi, hem doğal sonuçlar elde etmek hem de uzun ömürlü bir etki yaratmak açısından büyük önem taşır.
Bu yazıda, elmacık kemiği dolgusu, dudak dolgusu, çene hattı dolgusu gibi yüzün farklı alanları için hangi dolgu türlerinin tercih edilmesi gerektiğini inceleyecek; ayrıca dolgu önce ve sonrası arasında dikkat edilmesi gereken detaylara da değineceğiz.
Yüz Dolgusu Türleri ve Uygulama Alanları
Yüz dolgusu, genel olarak cilt altına enjekte edilen ve hacim kazandıran bir estetik uygulamadır. Ancak yüzümüz birçok farklı bölgeden oluştuğu için her alanın ihtiyaç duyduğu doku yoğunluğu ve elastikiyet seviyesi farklıdır. Bu nedenle, dolgu maddesinin kıvamı ve formu da uygulama alanına göre değişmelidir.
Örneğin;
- İnce çizgiler için kullanılan dolgular daha akışkan ve yüzeysel iken,
- Derin hacim kayıplarında kullanılan dolgular daha yoğun ve yapılandırıcı özellikte olmalıdır.
Cilt tipi, yaş, uygulama bölgesi ve beklentiler göz önünde bulundurularak doğru yüz dolgusu seçimi yapılmadığında; yapay görünümler, eşitsizlikler ya da kısa sürede kaybolan etkilerle karşılaşmak mümkün olabilir.
Elmacık Kemiği Dolgusu ile Yüz Hatlarını Belirginleştirme
Yaşla birlikte elmacık kemikleri hacim kaybeder ve bu durum yüzün daha sarkık, yorgun bir görünüm almasına neden olabilir. Bu nedenle elmacık kemiği dolgusu, son yıllarda gençleşme ve yüz oranlarını dengeleme amacıyla en çok tercih edilen işlemlerden biri haline gelmiştir.
Elmacık kemiği dolgusu, genellikle yoğun kıvamdaki hyaluronik asit bazlı dolgularla yapılır. Bu dolgular, cilt altına uygulandığında elmacık bölgesine hacim kazandırır, cildi yukarı doğru kaldırarak daha genç bir ifade oluşturur. Aynı zamanda bu işlem, yüzün “V” formunu geri kazandırarak yanakların alt kısmındaki sarkmaları da görsel olarak toparlar.
Bu bölgeye uygun olmayan ya da fazla uygulanan dolgu, yüzde asimetrilere ve sert geçişlere neden olabilir. Bu yüzden uygulayıcının alanında uzman olması ve kaliteli ürün kullanılması, doğal ve estetik bir sonuç için kritik önemdedir.
Dolgu Önce ve Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Estetik müdahalelerde süreç sadece uygulamayla sınırlı değildir. Dolgu önce ve sonrası dönemde dikkat edilmesi gereken pek çok unsur bulunur. Özellikle ilk 24-48 saat, dolgunun yerleşme süreci açısından çok önemlidir.
Dolgu öncesi:
- Aspirin, kan sulandırıcı ve alkol tüketiminden kaçınılmalı
- Cilt temiz ve nemli tutulmalı
- Uygulama yapılacak bölge iyice analiz edilmelidir
Dolgu sonrası:
- İlk gün ağır egzersiz yapılmamalı
- Uygulama bölgesi ovalanmamalı veya üzerine baskı uygulanmamalı
- Güneş ışığından ve solaryumdan uzak durulmalı
- Hafif şişlik veya morluklar oluşabilir; bu geçicidir ve genellikle birkaç gün içinde kaybolur
Dolgu önce ve sonrası süreçte bilinçli davranmak, uygulamanın etkisini ve kalıcılığını doğrudan etkiler. Aynı zamanda kişinin işlem sonrası memnuniyetini de artırır.
Doğru Dolgu, Doğru Bölge, Doğru Etki
Yüz estetiğinde başarılı ve doğal sonuçlar elde etmenin sırrı, uygulama alanına uygun dolgu seçimi yapmaktan geçer. Yüz dolgusu, yüz hatlarını belirginleştirmek, gençleştirmek ve ciltteki hacim kayıplarını onarmak için oldukça etkili bir çözümdür. Özellikle elmacık kemiği dolgusu, yüze dinamik bir ifade kazandırmak isteyenler için vazgeçilmezdir. Ancak en az işlem kadar önemli olan, dolgu önce ve sonrası dikkat edilmesi gereken detaylara uygun şekilde yaklaşmaktır. Dolgu ve cilt bakım hakkında tüm bilgilere sahip olmak için Lagoom web sitesine göz at!
İlgini Çekebilir: Cilt Tonu Eşitsizliği Önleme Rehberi
